16 Aralık 2010 Perşembe

Lazca Tulum Xoron Horon Çatxali do ibiri patxali do ibiri

BEŞİKTAŞŞŞŞŞŞ

Beşiktaş bu başka şeye benzemez. kaç yılında idi şu an çıkaramadım ama fenerbahçeyi 4-3 yenmiştik. Olağan üstü bi maçtı maç 3-3 devam ediyo beşiktaş kalecesi kırmızı kart görüyor, kaleye forvet oyuncusu PANCU geçiyor, heycan o biçim....
 pancu:: arkadaşlar ben antremanlarda kalecilik yapıyodum anlarım ben geçerim diyo ve kaleye geçiyor . dk 81 di galıba fener atak üstüne atak ama gol yok beşiktaş yakaladığı kontra atakla kaleye geliyor ve cezasahası dışından koray  yerden düzgün bi şekilde vuruyor ve goooooooooooooll oluyor inanılacak gibi değil beşiktaş 10 kişi kalecisi takımın forvet oyuncusu ama yürekle baş ediyorlar futbolcular . FENERBAHÇE şokta napcaklarını şaşırmışlar sağa sola bakıyorlar... maç bitiyor kadıköyde BEŞİKTAŞ galip geliyor. Tabi pancu kadiköy panteri diye medyada büyük ün yapıyor .. ezikkkkkkkk fenerliler:)) 

MASKEEEEE

Maske çocukluğumuzun çizgi flim karakteri.
Kim istemez onun gibi olmak kim istemez onun yapabildiklerini yapabilmek. istediği şeyi anında oluşturabiliyor.
Bir günlüğüne onun yerinde olmak isterdim. neler yapardım neler::::)))

osmanlı zamanındaki lazistan bayrağı

osmanlı lazlar arasındakı ilişki

Lazların Bizanslılarla olan mücadelesi, 1453'te Osmanlıların Bizans İmparatorluğuna son vermeleri ile bitti. 2. Mehmet, Karadenizi bir Osmanlı gölü haline getirmek istiyordu. Tahta çıkar çıkmaz, 1451'de Doğu Karadeniz kıyılarına 50 kadar kadırga gönderdi. Batum civarı ve Sohum'da etkinlik kurarak, bu bölgelerde yaşayan Abhaz-Abazaları, Megrel-Lazları ve Gürcüleri yönetimi altına almaya başladı. Böylece Trabzon İmparatorluğu doğusundan kuşatılmış oldu. Soçi'den başlayan, Kuzeybatıya doğru Karadeniz kıyıları ise, Kırım Hanlığının kontrolü altındaydı. Trabzon'un doğu kesimlerinde bugün olduğu gibi o zamanda yaşayan Lazlar ise, Trabzon İmparatorluğu yönetimi altında ancak "Rum" yönetimiyle çatışma içindeydi. Lazlar, bir anlamda Trabzon İmparatorluğunu ele geçirmek isteyen Osmanlıların müttefiği durumundaydı. 1461'de Osmanlıların Trabzon İmparatorluğunu ele geçirmeleriyle birlikte Lazlar da Osmanlı yönetimine girmeye başladılar.
Haritada 1792 yılında Lazların yaşadığı yerler için "Lazes" (Lazlar) olarak yazmaktadır
1519'da Trabzon, Batum'un da dahil edilmesiyle ayrı bir eyalet haline getirildi. Bu bölgeyi 1640'ta dolaşmış olan Evliya Çelebi'ye göre, eyaletin beş sancağı şunlardı: Canik, Trabzon, Gönye, Aşağı Batumi ve Yukarı Batumi. Lazistan'ın merkezi Gönye idi. Kazaları ise, Atina (Pazar), Sumla, Viçe/Biçe ve Arhavi idi. Osmanlı yönetimi, Güneydoğu Karadeniz Bölgesini yönetsel birimlere ayırdı. Koch, 15 derebeyliği sayar: Atina (Pazar, iki), Bulep, Ardeşen, Viçe, Kapiste, Arhavi, Kise, Hopa, Makriali, Gönye, Batumi, Maradit, Perlevan ve Çat derebeylikleri. 1851'de Acara çevresi, Aşağı Guria ile birlikte, kurulmuş olan Lazistan Sancağı'na bağlandı. 1877-1878 ("93") Osmanlı-Rus savaşları sonucu Batum'un Rusların eline geçmesiyle, Lazistan Sancağı'nın merkezi Rize'ye taşındı.

yasadığı bolge

"Tzaniler, kadim zamanlardan beri, herhangi bir hükümdara bağlı olmayan bağımsız bir halk olarak yaşamışlardır. Ömürlerinin tamamını gökyüzüne doğru uzanan ve ormanlarla kaplı olan bu dağlarda yaşayarak geçirirler. Zira, toprağı işleme konusunda usta değillerdir ve memleketleri, sarp dağların en az olduğu yerlerde bile oldukça engebelidir. Bu yaylalar, engebeli olmanın ötesinde, son derece taşlık, işlenmesi zor ve hiç bir mahsule uygun olmayan bir toprak yapısına sahiptir. Onlar tarım yapacak olsalar bile, ürün yetiştirmek için yeterli toprak bulamazlar. Burada, ne araziyi sulamak, ne de tahıl yetiştirmek mümkün değildir; çünkü bu bölgede düz bir arazi bulunmaz ve hatta buralarda ağaç da yetiştiği halde, bunlar meyve vermeyen ağaçlardır. Zira bu bölge bitmek bilmeyen kışın etkisiyle, uzun süre kar altında kaldığından, ilkbaharın başlangıç dönemi son derece belirsiz ve düzensizdir. Bu nedenlerden dolayı Tzaniler eski çağlarda bağımsız bir yaşam sürmüşler, ama şimdiki imparator Justinianus’un saltanatı sırasında, general Tzittas’ın komutasındaki bir Roma ordusu tarafından bozguna uğratıldılar ve hepsi kısa sürede mücadeleden vazgeçerek boyun eğdiler. Böylece, tehlikeli bir özgürlüğün yerine, sıkıntısı daha az olan esareti tercih etmiş oldular. Ve onlar hemen Tanrıya itaat ederek, Hristiyanlığı kabul ettiler. Böylece yaşam biçimlerini huzurlu bir yola sokmuş oldular ve daha sonra düşmana karşı sefere çıkıldığında, her zaman Romalıların yanında yer aldılar

lazlar ve türkiye

türkiye cumhuriyetinde lazlar ülkesine sahip cıkan ülkenin değerini bilen ülkenin cıkarlarını gözeten bir millettir. kürt kardeşlerim gibi yok biz ülke istiyoz, yok kürtçe üniversitelerde ders olarak verilsin, yok efendim herkes anadilinde konussun yayın yapabilsin. yok kardeşim türkiye cumhuriyetinde yaşııyosun türkçeyi kullanıcaksın kardeşim. bizde lazca konuşalim lazca üniversitelerde ders olarak verilsin boyle şeylere gerek yok , türkiyede lazı var çerkezi var kürt ü var romanı var herkes kendi dilininde konuşsun o zaman olurmu oyle şey ...
     türkiye cumhuriyetine sahip cıkalım bırakın dili ırkı, dilini kendi içinde konusabilirsin ama devlet statüsünde bu olmaz . bu devletin 1 tane dili var oda türkçe .
İşte lazlar türkiyede hiç bir zaman sorun cıkarmadılar. bu ülkede yaşıyosa bu ulkenin evlatlarıdır.
gelenekelrini kendi bolgelerinde yaşıyolar ama devlet içinde bu yapılamaz..